Neler yeni
  • ☼ FLaTCaST ELELE'YE FACEBOOK , RESMİM.NET , HIZLIRESİM.COM , TİNYPİC.COM , PİC-UPLOAD.DE , DİRECTUPLOAD.NET aracılığı ile resim, gif vb. görseller kesinlikle eklenmemesi önemle rica olunur. Eklendiği an görevli arkadaşlar tarafından silinecektir!!! ☼

esmanurr

FCTS Üye
Katılım
6 Mar 2014
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
AMERİKAN SİYASETİ VE GÜNDEMİ

ABD yönetimi küresel bozgunculuk yapmaktadır. Wikileaks belgelerinden ve yazışmalardan anlaşıldı ki ülkeler arası gerginlikleri arttırıcı ve kışkırtıcı işler yaptıkları ortaya çıktı. Herkesi dinleyerek bizim hakkımızda olumsuz düşünenler var mı diye sürekli kuşkucu ve güvensiz tavrıyla kendi suçlu psikolojisini ortaya serdi. Küresel liderliğini kirli planlarla ve muhalifleri ezerek sürdürmeyi yol edinmişti. Dünya lideri bir devletin yönetimini küresel bozguncuların sarması ve menfaatlerine göre insanlığı kullanması son yüzyılda içler acısı bir dünya tablosu çizmiştir. Büyük patronlar ve sermaye güçlerinin açgözlülükleri büyük olumsuzluklara neden olmuştur. ABD ve dünyanın yönetiminde önemli etkiye sahip olan bu zenginler savaşlara, gasplara, açlıklara, ve kaoslara neden oldurmuştur.
Afganistan ve Irak’ta sivillerin öldürülmesi. Müslümanların ve insanların keyfi zevk ve eğlence edilerek öldürülmesi ABD askerlerinin ne kadar zalim olduğunu göstermiştir. Küresel askeri birliğin zihniyetini görmemek mümkün değil. Tamamen taraflı, düşmanca ve meşru olmayan işlerle mazlum insanlara saldırmışlardır.
Amerikan istihbarat örgütü NASA'nın, bilimkurgu filmlerini aratmayan teknolojilerle sıradan insanlardan büyük ülkelerin devlet liderlerine kadar herkesin telefonunu dinlediği, maillerini okuduğu ortaya çıkınca ABD Başkanı Barak Obama yeni bir güvenlik stratejisi oluşturmak için kolları sıvadı. Nitekim en son Alman başbakanı Merkel’in telefonunun dinlediği ortaya çıkınca iki ülke arasında kriz yaşanmıştı. Almanya "no spy" anlaşması için ABD'yi zorlamış ancak Washington buna yanaşmamıştı. Obama sonunda baskılara boyun eğerek -veya boyun eğmiş gibi yaparak- önceki gün iç ve dış istihbarat başkanlarıyla yaptığı nihai görüşmenin ardından "Bir daha müttefiklerimizi dinlemeyeceğiz" şeklinde tarihi bir açıklama yaptı. Daha sonraki bir konuşmasında da Obama, "İstihbaratımız dünyadaki her ülkenin, devletin niyetleriyle ilgilenmeyi sürdürecek" dedi. Bu söylem hukuksuz dinleme faaliyetlerini meşru kılıyor.
Amerikan ajanlarının hukuksuzluğu ve suçları ortaya çıktı. İnsanların kişisel haklarını ihlal ettiler. Her türlü kanunsuzluğu meşru gördüler. Dinlemeler, izlemeler, baskılar , öldürmeler gerçekleştirdiler.
Uydudan ülkeleri, dünyayı izliyorlar. İran’ı Türkiye’yi izliyorlar. Filistin de insan öldürmek için izliyorlar. Afganistan’da halkı öldürüyorlar.
Amerikalıların gizli ses kaydı Ukrayna ve AB’yi karıştırdı. Ukrayna da değişimi etkilemek isteyen Amerika birtakım çabalarda bulunarak koalisyon çabasında olmuştur. Muhalif lider Vitali Kliçko’ya yeni hükümette şans vermeyen Nuland Avrupa Birliği’ne de sert çıkıyor. Ukrayna’daki siyasi çözüm sürecinde Birleşmiş Milletler’in devreye girmesini isteyen Nuland, krizde yetersiz bulduğu Avrupa Birliği’ne küfür ediyor.
Binney bu kez "ABD artık bir polis devletidir" ifadesini kullandı.Yasaları es geçen ve kendini devlet zanneden paralel bir devlet var dendi.Kendi bloğundan bazı belgeler paylaşarak onlar üzerinden yorum yapan Binney'in, NASA'nın, mahkemeleri ve yasaları aşarak kendi kurallarını koyan bir "paralel yapı" (Parallel Construction) olduğunu söylemesi dikkat çekti.
ABD yönetimi diktatörlere destek vermektedir. İsrail Ortadoğu’nun kanseridir." ABD ve İsrail Arap devrimlerini İsrail'in lehine çevirmeye çalışmaktadır.
El kaide adı altında Müslümanları hedef alıyorlar. İnsansız hava araçlarıyla nerden geldiği belli olmayan füzeler ile insan avlıyorlar. Dünya güvenli bir yer olmaktan çıktı. Allah yaşamın korunması için dünyayı atmosfer tabakasıyla korunmuş tavan yaptı. Ama zulmedenler gökten izleyerek nereden geldiği belli olmayan ansızın tepesine düşen füzelerle öldürülüyorlar. Tanrı bu duruma elbette öfkelenir ve inançlı halkını mutlaka koruyacaktır.
İsrail muhalefeti Arap baharı zihniyeti taşımaktadır. Baskıcılıkla ve ırkçılıkla bir yere varılamayacağını bilmektedirler. İnançlı muhalifler olarak İsrail siyasetini eleştirmektedirler.
İnsanlığın sorunlarını gidermek adına hiçbir çözüm politikası olmayanlar yapıcı çözüm çalışmalarını anlayamıyorlar. Çözüm süreçlerini istemeyenler ve hiçbir destek vermeyenler menfaatleri için yaşayanlardır.
Dün Irak’a kimyasal silahlar bahane edilerek girildi. Bugün Suriye’de Esad rejimi halka kimyasal silahları kullanıyor. Ama hiçbir şey yapılmıyor.Kimyasal silahlardan dolayı Irak’a saldıran Amerika şimdi silah kullanan Esad’a neden ses çıkarmadı. AB güvenlik konseyinin beş daimi üyesinden Rusya’nın etkisiyle Suriye’ye tepki gösterilmedi. Amerika ‘Kimyasal silah kırmızı çizgilerimizdir.’ diyordu, ama Ne Esad’ı gönderebildiler ne de sınırlama getirebildiler. Yani işlerine gelen yönetimlere kimyasal silah serbest işlerine gelmeyen yönetimlere izin verilmiyor. Bu nasıl ikilik, nasıl çelişkidir. Amerika artık dünyada güveni kaybediyor. Irak’a ne için girildi. İran’a neden ambargo konuldu. Barışa adalete ve evrensel değerlere sahip çıktığını söyleyen Amerika artık bitiyor.
Rusya, ABD ve dostu İran’ın arasını birleştirmeye çalıştı. İran’da seçim sonrasında yeni hükümet ABD’ye yaklaştı. Nükleer anlaşmazlıklar için birbirini yerlerken bugün petrol ve nükleer anlaşmalardan dolayı sıkı dostluk kurdular. ABD bu arada bu yakınlaşmayı Türkiye’ye karşı da kullanmak istiyor. İleriki yıllarda İran-Irak çekişmesi gibi Türkiye-İran çekişmesi gözlemeyi umdular. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Zarif ABD hakkında sıcak ve yakın söylemlerde bulundu.Bu arada ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Kongre üyelerinden İran ile nükleer müzakereler sürerken yeni yaptırım yapmamalarını istedi.
Obama yeni İran hükümetiyle arasını iyi tutmaya çalışıyor. Birden ABD ile İran arasındaki ilişkiler iyileşti. ABD, son günlerde İran’a özellikle sıcak yaklaşıyor. Çünkü Türkiye’de hedefledikleri 17 Aralık darbesi sonrası gelinecek son noktadaki gerginliklerde Türkiye’ye İran desteğinin önü kesilmek istendi. Amaç önce İran’a vurmaktı. Ortadoğu’da yaşanan değişimler planları değiştirdi. En son Türkiye’ye saldırmak ana hedef yapıldı. Hızla değişen dünya ve gelişen Türkiye onları planlarında revizyon yapmaya itti. Şimdi ilk amaçları Türkiye’ye saldırmak. Bu nedenle İran yakınlaşması hedeflendi. 11 Eylül saldırısının planında asıl ve son hedef, Türkiye idi. Afganistan ve Irak’tan sonra İran vardı. En son Türkiye hedefteydi. İran’la nükleer anlaşmanın 20 Ocak’tan itibaren yürürlüğe gireceğinin açıklanması uluslararası toplumda yankı bulmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama da İran konusunda diplomasiye ve barışa bir şans vermek gerektiğini kaydetti: “Kongre’ye şu an yeni yaptırımlara başvurma zamanı olmadığı yönünde bir mesaj gönderdim.’ dedi.
Rusya, ABD ve dostu İran’ın arasını birleştirmeye çalıştı. İran’da seçim sonrasında yeni hükümet ABD’ye yaklaştı. Dün nükleer anlaşmazlıklar için birbirini yerlerken bugün petrol ve nükleer anlaşmalardan dolayı sıkı dostluk kurdular. ABD bu arada bu yakınlaşmayı Türkiye’ye karşı da kullanmak istiyor. İleriki yıllarda İran-Irak çekişmesi gibi Türkiye-İran çekişmesi gözlemeyi umdular. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Zarif ABD hakkında sıcak ve yakın söylemlerde bulundu. Bu arada ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Kongre üyelerinden İran ile nükleer müzakereler sürerken yeni yaptırım yapmamalarını istedi.
İran ile ABD arasında barış havaları estirdiler. Dünya medyalarında birlik ve sevgi gösterileri yaptılar. Yatırım nükleer anlaşmalar ve yakınlaşma sağlayan ABD şimdi Türkiye-İran anlaşması gerçekleşince geri adım atmaya başladı. Türkiye’ye karşı bir saf kurmaya çalışan ABD İran’ı yanına almak istiyordu. Ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, nükleer anlaşma yapılmasına rağmen İran’a yönelik belirli yaptırımların sürdürüleceğini açıkladı. Yaptırımları çiğneyen ülkelerin yaptırıma uğrayacağını ifade eden Kerry, İran ile ticaret yapmanın yollarını aradığı iddia edilen Fransa’yı uyardıkları söyledi.Bu ülkeye yönelik yaptırımların sürdüğü vurgusunu yapan Kerry, İran ticarete açık değil ve İranlılar bunun ticarete açık olmak anlamına gelmediğini biliyor. İranlılara bu yaptırımların süreceğini söyledik” diye konuştu.
Türkiye ve Fransa’nın da olduğu bazı ülkelerin İran ile daha fazla ticaret yapma olanağı aradıklarını ifade etmesi üzerine Kerry, tüm ülkelere yaptırımların süreceğini açıkça beyan ettiklerini belirterek bu kuralı çiğneyen ülkenin yaptırıma uğrayacağı vurgusunu yaptı. Kerry, “Fransızlar bazı işadamlarını oraya göndermiş olabilir. Yaptırımları çiğneyemezler. Eğer çiğnerlerse yaptırıma uğrarlar ve kendileri de bunu biliyor. Onları uyardık.” dedi. Türkiye2nin İran ile yaptığı anlaşmadan hoşnut kalınmadığı anlaşıldı.
İran İslam Meclisi Başkanının Tunus yeni anayasa kutlamaları töreninde yaptığı emperyalizm karşıtı konuşma, tüm ümitlerini İslam devrimimin temsilcilerine bağlamış olan, sömürgeci zalimler tarafından mağdur edilmiş halkların mesajıydı. ABD heyetinin töreni terk etmesi, bu emperyalist düzenin sermayedarlarının kendi duruşlarını savunmak hakkında ne kadar düşük kapasiteli ve zayıf olduklarını kanıtlamıştır.
Kimyasal silahlardan dolayı Irak’a saldıran Amerika şimdi silah kullanan Esad’a neden ses çıkarmadı. AB güvenlik konseyinin beş daimi üyesinden Rusya’nın etkisiyle Suriye’ye tepki gösterilmedi. Amerika kimyasal silah kırmızı çizgilerimizdir diyordu, ama Ne Esad’ı gönderebildiler ne de sınırlama getirebildiler. Yani işlerine gelen yönetimlere kimyasal silah serbest işlerine gelmeyenlere izin verilmiyor. Amerika artık dünyada güveni kaybediyor. Barışa adalete ve evrensel değerlere sahip çıktığını söyleyen Amerika artık bitiyor.
Boston maratonunda halka panik yaratmak isteyenlerin amacı bireysel silahsızlanma çabasını yıpratmak ve ilgiyi İslam terörü algısına yöneltmekti.
ABD’de küresel Ergenekoncular Obama ve Kerry’i eleştirerek Dış siyasette çok zayıfsınız. Ortadoğuda neden zayıfladınız, etkili siyasetiniz neden yok diyorlar. Türkiye sizden daha aktif, Türkiye’yi susturun ve durdurun diyorlar.Etkili Türkiye’den rahatsızlar. Koltukları için bozguncuların hizmetkarlığını yapan Obama, Biden ve Kerry dünya hedefinde olduklarından onlara uymakta ve hizmet etmektedirler.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, 2016'da yapılacak başkanlık seçimlerine aday olacak. Biden kaybolan Amerikan egemenliğini şiddet ile kurmaya çalışacaktır. 2016 seçimlerinden sonra dünyada seviyesiz ve şiddetçi bir siyaset göreceğiz. 2016-2019 arası gerilimin doruk yaptığı nokta olacaktır. Irak’a Afganistan’a savaşta önemli rol oynayan Biden yenidünya düzenine direnecektir. Ama yeryüzü ve insanlık barış, adalet, demokrasi, özgürlük ve eşitlik için asla vazgeçmeyecektir. Evrensel değerler yaygın ve kitlesel hareketle sahiplenilmeye başlamıştır. Bu nedenle bu güce kimse direnemeyecektir. Bu küresel baharın nedeni yaşanmış son yüzyılın bu evrensel değerlerin bastırılmasıdır.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Obama-Netanyahu görüşmesinin 3 Mart'ta gerçekleşeceği belirtildi. İkilinin gündeminde Filistin ile İsrail arasında devam eden barış görüşmeleri, İran ve bölgesel konular olacak.Açıklamada, Netanyahu'nun ziyaretinin İsrail- Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinin derin ve sıkı sıkıya bağlı olduğunun göstergesi olduğu ifade edildi.
Şimdi de birbirlerinin sömürgesine sahip çıkıyorlar. Bazen paylaşamıyorlar. Hatta birbirleri arasında sömürge çekişmeleri yaşanıyor. Şurası benim şurası senin diye geçmişte paylaştıkları dünyayı şimdi kaçınılmaz şekilde kaybediyorlar. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Harf "Putin'in, Sisi'nin cumhurbaşkanlığı adaylığına desteğine" ilişkin "Biz herhangi bir adayı desteklemeyiz. Mısır'ı kimin yöneteceğine karar vermek, ABD ya da Putin'in işi değil" dedi. ABD'nin Mısır'la köklü, güçlü ve tarihi ilişkilere sahip olduğunun altını çizen Harf, "Bu değişmedi ve Rusya'ya yapılan bu ziyaretin bizim Mısır'la ortak çıkarlarımızı etkileyeceğini düşünmüyoruz. On yıllardır gördüğümüz üzere ilişkiye getirebileceğimiz kendine özgü kapasitelere sahibiz. Konular üzerinde birlikte çalışmaya devam edeceğimiz bir konumda olduğumuz düşüncesindeyiz. Diğer ülkelerle çalışmak istiyorlarsa, bunu yapmada özgürler" diye konuştu.
ABD Başkanı Barack Obama, Washington ziyaretinin son gününde Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande onuruna verdiği yemekte iki ülke arasındaki uzun yıllara dayanan ittifakı övdü. Başkan Obama dış politikada İran'a geniş yer ayırdı.Obama, bir gazetecinin 100'den fazla Fransız iş adamının Tahran'ı ziyaret ettiğini hatırlatması üzerine bu konuda net mesajlar verdi. Bazı şirketlerin İran'da keşif ve yatırım imkanı arayabileceğini ifade eden Obama, yaptırımların delinmesi halinde ABD'nin tepkisinin çok sert olacağı mesajını verdi. Paris mi Londra mı sorusunda Başkan Obama, her iki ülkeyi de iki kızına benzetti. 2 kız çocuğuna sahip olduğunu belirten Obama, her ikisi arasında ayrım yapamadığı gibi İngiltere ve Fransa arasında da bir ayrım yapamayacağını, her iki ülkeyle de yakın ilişkileri sahip olduklarının altını çizdi.
Amerika’ya giden Francois Hollande, San Francisco'da 1700’lerde kıtaya gelen Fransızlara sahip çıktı. Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'a belediye başkanı tarafından kentin sembolik bir anahtarı hediye edildi.  Hollande burada yaptığı konuşmada, San Francisco'nun modern, özgür, toleranslı ve yaratıcılıklarla dolu bir yer olduğunu belirterek, ''Belki de bu yüzden 60 bin Fransa vatandaşı burada yaşamayı tercih ediyor. 300 binden fazla Fransız şirketi California genelinde işlerini yürütmekte'' diye konuştu. Fransızların uzak kıta halkını katledip yerleştikleri San Francisko adı üzerinde Fransız şehriydi. Amerika kıtasına giden Fransız korsanlar ve yağmacılar oraya yerleşmişlerdi.
ABD’de medya operasyonları algı yöneticileri var. ABD gündeminde tekelcilik ve taraflı yayınlar kaçınılmaz oluyor. Masa başında haberi senaryo ediyorlar sonrada oyuncuları bulup haberi yapıyorlar. Böylece insanlar aldatılıyor ve bir kalıba koyuyorlar. Kendi siyasi taraftarlarını oluşturuyorlar. Buna ofis haberciliği deniyor.
Time dergisi her sene yılın kişisini seçmek için internet üzerinden halk oylaması yapıyor ancak nihai kararı editörler veriyor.TIME'ın geçtiğimiz hafta sonuçlanan anketini, Mısır'da Muhammed Mursi'yi deviren darbenin liderliğini yapan Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi ilk sırada tamamlamıştı. Ancak editörlerin tercihi Papa'dan yana oldu. İkisi de birbirinden farksızdı. Dinin en tepe lideri papa’yı koymak daha mantıklıydı. Çünkü yeryüzünde bir din savaşı yaşanıyordu. Şeytanın ruhuna hizmet edenler seçtikleri kişilerin hepsi kendi taraftarları olsa da en tepe sembolik ismi göstermeleri normaldi.
CIA eski Başkanı, yeni görevi olan KKR isimli finans kuruluşunun başında ilk iş olarak Türkiye'ye operasyon yaptı. Türk ekonomisi Mayıs 2013'te zirve yaptı. Türkiye'nin bu çıkışını engellemek isteyen baronlar ise Erdoğan'ı düşürmek ve Türkiye'yi yağmalamak için hemen düğmeye bastı. MİT'in tespitlerine göre baronlar, operasyon için KKR (Kolhberg Kravis Roberts) adlı 200 milyar dolarlık ABD finans devini seçti. Türkiye'yi buhrana sürüklemek için 25 milyar dolar fon ayrıldı. İşin başına ise Kuzey Irak'ta Türk askerinin başına çuval geçirdikten sonra CIA'in başına getirilen, sonra da yasak aşk nedeniyle buradan kovulan General getirildi. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın elde ettiği bilgilere göre, Petraeus, Kolhberg Kravis Roberts (KKR) adlı kuruluşun başına geçirilmesi için geçtiğimiz yıl Nisan ayının 15'inde görüşmelere başladı. Mayıs ayında ise bu kurumun başına getirildi. Önce dış basında "Diktatör" denilerek Başbakan yıpratıldı. hatta Today's Zaman bile bu oyunun ortakları oldu.Sonra ise Gezi Olayları teşvik edildi. Diktatör söylemi tüm Türkiye'ye yayıldı. Para babaları ve reklamcılar ile çapulcular, Gezi'de büyük bir işbirliği sergiledi. Ancak yetmedi. Baronlar bu kez devlet içindeki oluşuma görev verdi. Paralel yapı desteklendi. Şok operasyonlarla hükümet çökertilmek istendi. Amaç ülkede hem siyasi hem ekonomik kriz oluşturmaktı. Türkiye'nin ekonomik istikrarını sarsmak, piyasaları çökertmek hedeflendi. Bu sayede hem politik istikrar bozulacaktı.200 milyar dolara hükmeden KKR'nin IMF Başkanı Christina Lagarde ile de ortak hareket ettiği belirlendi. IMF'nin de Türkiye'yi tekrardan kendisine mahkum ettirmek için KKR'nin gerçekleştirdiği bu operasyonu desteklediği öğrenildi. Şirketin yakınında bulunan diğer bir isim ise George Bush'un danışmanlarından olan Hanyri Kravis.Ortadoğu'daki tüm karanlık işlerin arkasından çıkan adam olarak bilinen Neocon Richard Perle de KKR'nin içindeki isimlerden. CIA ajanı da olan Perle'nin devrim yaşayan bir çok ülkedeki ekonomik krizin ardında olduğu, bu nedenle Karanlıklar Prensi olarak tanındığı ve son olarak Gezi Olayları'nda ise Taksim'de bir otele yerleşerek tüm yaşananları bizzat takip ettiği iddia edilmişti.Dünya çapında bir çok ülkede yatırımları bulunan Yahudi sermayesinin finans şirketlerinden olan KKR, 'leverage buy' olarak bilinen yöntemi kullanıyor
ABD’de Türkiye aleyhinde propağanda yapılıyor. Türkiye terör ile ilişkilendirilmek isteniyor. Bazen afişlerle, bazen reklamlarla, gazete ve dergilerle, sisivl toplum kuruluşlarının düzenlediği etkinlikle İslam düşmanlığı yapılırken Türkiye düşmanlığı da kullanılıyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Ukrayna’da son dönemde meydana gelen olaylarla ilişkin, bunun bir Soğuk Savaş dönemi Doğu-Batı ayrışması olduğuna dair ileri sürülen fikirleri reddetti.
 
Emeğine yüreğine sağlık.. Güzel paylaşımın ve emeğin için teşekkürler
 
emeginize saglik güzel paylasim için tesekkürler
 
Geri
Üst Alt