Neler yeni
  • ☼ FLaTCaST ELELE'YE FACEBOOK , RESMİM.NET , HIZLIRESİM.COM , TİNYPİC.COM , PİC-UPLOAD.DE , DİRECTUPLOAD.NET aracılığı ile resim, gif vb. görseller kesinlikle eklenmemesi önemle rica olunur. Eklendiği an görevli arkadaşlar tarafından silinecektir!!! ☼

BİLGİ Ukraynada yaşananlar Kırım türklerinin sonu ne olur

esmanurr

FCTS Üye
Katılım
6 Mar 2014
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
AVRUPADA NELER OLUYOR
Yakıncağ avrupasında cadılarla ve büyücülerle mücadele ediliyor diye manevi değerlere inanan insanlar öldürüldü. Şeytana hizmet ettikleri ve büyü yaptıkları söylenirdi. Ancak onlar isa ve havarilerinden öğrendiklerini uyguluyorlardı. Böylece pek çok inanan insanlar şeytanla ve şeytani işlerle ilişkilendirildiler. Pek çok inanan insanı öldürdüler. Onlar cadılarla değil incilin manbevi dünyasıyla savaştılar. Yakıncağda yüzbinlerce insan cadı avı dedikleri uydurulmuş kuramla öldürüldü. Tanrıyla ve diniyle savaşanlar baştan doğru İncilleri kabul etmemişlerdi. Ama halk İncilleri örf ve adetlerinde yaşıyordu. Onlae lusifere (şeytana) karşı cephe almışlardı ve sırtlarını dünyaya dönen halklardı. Ama kendilerini inanan yerine koyan varlıklı ve din sömürgecileri bunu kullandılar. Ve kendilerini tanrı adına savaşı yerine koydular. Halbuki insanları ve halkları öldürenler asıl şeytanın taraftarlarıydı. Yıllarca baskıyla ve zulümle halkı tanrıdan zorla uzaklaştırdılar. Halkı maddeci, çıkarcı dinden uzak hale getirdiler. Falcı büyücü ve cadsılara başlatılan savaş gerçekte dine ve tanrıya başlatılmıştı. Ve savaşı başlatan şeytanın halkıydı. Bu savavş avrupada 300 yıl sürdü ve nice masum insanlar öldürüldü.
İskoçya’da Avrupa’da ki en eğitimli krallardan biri olan 6.James inanan halkların hallerinden öyle etkilenir ki kendisi inançsız olduğundan bu halkları devlet yönetimine tehdit olarak görür. O gün Jamesin tutumu bugün kü islamafobinin temel felsefesidir. Ve en yalın halidir. Hatta 6.james tanrı için çalıştığını ve inananlar için yazdığı kitabın adı ise şeytan ve büyücülükle ilgilidir. Kitabının adı iblis bilimidir. Avrupa tarihi de çok çarpıtılmış. Ve yalan üzerine kurulmuş. Avrupanın yakın çağı tam bir uydurma tarihtir. Avrupa halkını inançsızlaştırmak için yapılmıştır. Avrupa halkı tamamen gerçeklerden uzaklaştırıldı.
Avrupa’da birtakım şiddet ve terör olayları birileri tarafından kurgulanarak islama bağlıyorlar. Avrupa medyası da bu duruma çanak tutmaktadır. Güncel temalarında İslam ile terör bağdaştırılıyor. Avrupa gerilemesini ve ekonomik çöküntüsünden kurtuluşu artık ülkelerindeki göçmenleri postalamakta görüyor. Son yıllarda özellikle 11 eylül sonrası İslam ve yabancı düşmanlığının perçinleştiği Avrupa’da küresel egemenliği islama kaptırmama çabası hızla sürmektedir.
Avrupa'nın ırkçı partilerinin Türkiye planı: Yer Viyana. Tarih 14 Kasım. Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç, Avusturya ve İtalya'nın aşırı sağcı partilerinin buluştuğu gizli toplantıda alınan karar: Türklerin AB'ye üye olmasını engelleme, Türk düşmanlığı, Avrupa’daki Türkleri nasıl süreriz gibi pek çok konu planlarla ele alınmıştır.
Avrupa’da göç ve yabancı sorunu yaşanıyor. Yakında Amerika’ya da sıçrayacak. Avrupa, zor günler geçiriyor. 2007 yılında Avrupa Birliği’ne tam üye olan Bulgaristan ve Romanya Avrupa Birliği’nin en zayıf ekonomilerine sahip. Bu arada uzmanlar göç edecekler arasında birçok üniversite mezunu olduğunu bunun, ekonomilere katkı sağlayacak iş gücü olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor. Ve AB aralarında tüm bu durumları engelleyici çalışmaları görüşüyorlar.
Yunanistan’da işsizlik rekor seviyede, Japonya’nın kamu borcu rekor seviyede, Ukrayna’da ekonomi çökmüş durumda.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de meydana gelen şiddet olayları balkan baharının başladığını göstermektedir. "Kiev sokaklarında meydana gelen şiddet olayları Hükümete karşı olurken asıl hedef mevcut devlet yapılanmasına ve Rusya’ya da bir tepki olarak doğmaktadır. Rusya etkisindeki Ukrayna artık Rusya etkisinden kurtulmak istemektedirler.
Ukrayna'dan sonra hükümet karşıtı gösterilerin yeni adresi Bosna Hersek oldu. Bosna basını yaşananları "Bosna Baharı" olarak nitelendirirken, ülkenin dört bir yanından gelen protesto haberleri Bosna Hersek yönetimini endişelendiriyor. Bosna Hersek’in kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde işsizliğe tepki olarak başlayan hükümet karşıtı gösteriler Saraybosna, Zenitsa, Bihaç ve Banya Luka’ya sıçradı. Tuzla kentinde bir hükümet binasına yumurta ve taşla saldıran göstericiler binayı ateşe verdi.
Ukrayna’da isyan Rusya’ya karşıdır. Rusya lideri Putin değişimi bastırmaya çalışmaktadır. Ukrayna'da yaşanan siyasi kriz nedeniyle parçalanması halinde, Kırım'ın Türkiye'ye katılacağı iddiaları netliğe kavuştu.
Ukrayna’da AB taraftarları ve Rusya taraftarları oluştu. Günlerdir AB’ye hayır diyen Ukrayna başbakanı eleştiriliyor. Halk ikiye ayrılmış durumda Rusya taraftarları ve Rusya karşıtları oluştu. Aynı durumu Gürcistan meclisinde de gördük. Rusya artık sevilmiyor ve istenmiyor. İngiltere-Fransa-Rusya’nın şekillendirdiği dünya ve kurulan kanunsuz ve bozuk düzen artık isyanları mecbur kılmaktadır.
Rusya'nın başkenti Moskova'da temaslarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den 15 milyar dolarlık yatırım ve yüzde 33'e varan doğal gaz indirimi aldı. Küresel güçler destekçilerine sürekli yardım yapıyor ve sürekli birilerini kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu kendi batışlarını getirecektir.
Rusya’da muhaliflerin hapis cezasına tepkiler büyüyor Moskova’da duruşmada tansiyon yüksekti. Duruşma salonu dışında toplanan sanık yakınları ile aralarında Pussy Riot üyeleri ve muhalif liderlerin de bulunduğu destekçiler kararı protesto etti. Eylemde yaklaşık 200 kişi gözaltına alındı. Ülke çapında protestolar 6 Mayıs 2012’de Vladimir Putin’in üçüncü dönem cumhurbaşkanlığı görevine başlamasıyla patlak vermişti. Rusya da putin ve eski yönetim karşıtı gösteriler hızla artarak devam edecektir.
Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, ülkedeki olayların daha da tehlikeli boyutlara ulaşması durumunda, Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılmasının gündeme gelebileceğini söyledi. Konstantinov, Ukrayna'daki krizde birçok Avrupa ülkesinin aktif rol oynadığını belirterek, sokak olaylarının iç savaş başlattığını söyledi.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de bir ayı aşkın süredir devam eden olayların şiddeti hat safhaya ulaşmış durumda. Ukrayna balkan baharının öncüsü durumundadır.
Ukrayna’nın başkenti Kiev’de devam eden hükümet karşıtı gösteriler ülke çapına yayılarak komşu ülke Polonya’yı etkilemeye başladı. Bu anlayış Avrupa’ya yayılacak. Özgürlük isteyen halklar baskıcı yönetimlerin altında ezilmek istemiyor. Demokrasi, kalkınma, refah istiyor. Halk kendi kendilerini yönetmek ve hizmet istiyor.
AB ile Rusya arasında Ukrayna çekişmesi yaşanıyor. Ukrayna’da Rus yanlısı heykeller yıkılıyor. Rusya Ukraynaya 15 milyar dolar yardım sözü vermişti. Yardımlarını askıya aldı. Bu arada AB ukrayna’ya 50 milyar dolar yardım kararı aldı. Putin AB’yi uyarıyor. Ukrayna’da halk Rusya yanlısı ve karşıtları olarak iki kutuplaşma halindedir. Ukrayna’ya AB’de sahip çıkmak istiyor. Rusya da sahip çıkmak istiyor. Bu çekişme tüm balkanlara yayılacak gibi görünüyor.
Rusya artık sevilmiyor ve istenmiyor. Balkanlarda ve Kafkaslarda egemenliğini yavaş yavaş kaybedecek olan Rusya’ya şimdiden tepkiler başladı. Rusya egemenliğini reddeden Ukrayna halkından sonra Gürcistan meclisinden de aynı söylemler yükseldi.
Ukrayna’da AB taraftarları ve Rusya taraftarları oluştu. Günlerdir AB’ye hayır diyen Ukrayna başbakanı eleştiriliyor. Halk ikiye ayrılmış durumda Rusya taraftarları ve Rusya karşıtları oluştu. 'Bize bir adım gelene koşarak gideriz' diyen Putin egemenliğini kaybetmek istemiyor.Rusya'nın başkenti Moskova'da temaslarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den 15 milyar dolarlık yatırım ve yüzde 33'e varan doğal gaz indirimi aldı. Küresel güçler destekçilerine sürekli yardım yapıyor ve sürekli birilerini kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu durum kaçınılmaz olarak kendi batışlarını getirecektir.
Rusya’da Putin yönetimine karşı gösteri düzenleyenlere dava açarak demokrasiyi bastırdılar. Putin en baskıcı yönetim anlayışını taşımaktadır. En bozuk anlayışı taşıyan putin yönetimi en baskıcı ve yozlaşmış anlayışını dünyada sergileyecek ve dünyaca batıl ve haksız bir anlayışa sahip olduğunu gösterecektir. Yeryüzü halkı Rusya yönetiminin ne kadar insani anlayıştan uzak olduğunu görecektir. Ve dünya kamuoyunda değerini tamamen yitireceklerdir.
Kırım'da parlamento ve başbakanlık binasını işgal eden Rusya yanlısı silahlı grupların eylemi de devam ediyor.Ukrayna'daki Rusya yanlılarının haklarını koruyacağını duyuran Rusya, Ukrayna sınırındaki ordu birliklerine acil tatbikat için hazırlık emri vermişti.Ukrayna Parlamentosu da son afla serbest bırakılan siyasi mahkumların aklanmasını öngören yasayı kabul etti.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama, Kırım'daki durumdan çok endişe duyuyoruz. Ukrayna'nın Kırım bölgesinde, Rusya yanlısı silahlı kişilerin hükümet binalarını işgal ettiği yönündeki gelişmelerden haberdarız. Durumu yakından izliyoruz. Ukrayna'nın içindeki ve dışındaki tüm tarafları, itidalli olmaya, gerginliği artıracak ve Ukrayna'nın egemenliğini etkileyecek davranışlardan kaçınmaya çağırıyoruz" ifadesi kullanıldı.
ABD, Rusya'yı uyardı: Yanlış adım atma dedi. ABD Savunma Bakanı Hagel "Rusya, Ukrayna sınırındaki tatbikat konusunda şeffaf olmalı. Hassas bir dönemde yanlış yorumlanacak bir adım atmamalı" dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün, Ukrayna sınır hattını kapsayan Ordu birliklerinin hazırlık seviyesinin test edilmesi için acil bir tatbikat emri verdi."Rusya Ukrayna sınırındaki tatbikat konusunda şeffaf olmalı. Hassas bir dönemde yanlış yorumlanacak bir adım atmamalı" uyarısında bulundu. ABD'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediğini ve tüm ülkelerden Ukrayna'nın egemenliğine saygı göstermelerini ve provokasyonlardan kaçınmalarını beklediğini söyledi.
NATO'dan Putin'e 'Kırım' uyarısı yapıldı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Rusya'yı Ukrayna'da gerilimi tırmandıracak adımlar atmaması konusunda uyardı. Ukrayna'nın özerk bölgesi Kırım'da parlamento ve başbakanlık binasının Rusya yanlısı silahlı gruplar tarafından işgal edilmesi NATO'da da endişe yarattı. Rasmusmen."Kırım'daki gelişmeler konusunda endişeliyim. Rusya'yı bölgede gerilimi tırmandıracak veya yanlış anlamalara yol açacak hareketlerden kaçınması yönünde uyardım" dedi.
Türkiye, Rusya’nın Suriye’de takındığı menfaate dayalı tavrın yanlış olduğunu söylemişti. Esad’ı kurtarmakla bir kazanç hesabındayken daha büyük zarara uğradı. Esad muhalifleri akıl almaz şekilde güçlendiler.
Rusya, Suriye’de olduğu gibi Ukrayna’da yine aynı yolu tuttu. Rusya’ya sürekli uyarılarda bulunan BM, NATO, Amerika, İngiltere gibi küresel güçler gerçekleri ve Rusya’nın batıl tavrını yeni mi fark ettiler. Rusya, Ukrayna’dan daha ağır darbe alacak. Çünkü muhalif olaylar kendi ülkesine ve balkanlara da sıçrayacak.
Tanrı doğal süreçlerle batıl yönetimlerin hatasını gösteriyor. Daha yaşanacak çok şey var. Ve Rusya dünya kamuoyunda itibarsızlaşacak. Menfaat ve egemenlik saplantısına düşmüş olanlar insanlık ve evrensel değerler adına iyi şeyler yapamazlar. Bu tip anlayışa sahip yönetimler sürekli hata yapacaklar ve menfaatleri uğruna her şeyi yapacakları bilinmektedir. Ukrayna’ya ve kırım’a silah ve asker yığmakla Rusya hedefine ulaşamaz. Halkların talebine cevap vermeyen ve halkları baskılayanlar kaybederler.
Tanrı gerçekleri açığa çıkarırken her şeyin doğal gerçekleşmesini de sağlıyor. İnançsız yönetimler bir bir düşecek. Rusya borsası bir günde yüzde on değer kaybetti. İkinci gün yüzde beş artık doğrulamayacak ve geri dönüşü olmayacak bir yola girdi. Rusya her geçen gün içten içe eriyecek.Tipik Rus siyaseti ‘baskı kur, vur öldür’ artık bilinç uyanışı bu güçlülüğü başarılı kılmıyor. Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla bir uyanış yaşanıyor. İnsanlar özgürlük ve adalet istiyor. Artık güç doğrulukta çünkü doğruluğun taraftarları çok ve güçlü olur. Yeryüzünde tanrı safına geçiş yaşanıyor. İnsanlar uyutulduğu, aldatıldığı ve baskılandığı için gerçeklerin farkında değillerdi. Artık şeytan taraftar toplayamıyor. Kirli anlayışını enjekte edemiyor.
Libya’da Fransa’nın takındığı tavır ile Arjantin’de İngiltere’nin takındığı tavır yanlıştı. Rusya’nın Suriye’de ve Ukrayna’da takındığı tavır ile Amerikanın İran ve Flitsinde takındığı tavır aynıydı. Zalim yönetimler sırayla yıkılacaklar. Halklar artık özgürlük ve yaşam istiyor. Bu güçlü istek küreselleştikçe küresel güçler zayıflayıp yok olacaklar. Hırsız ve baskıcı yönetimler yıkılacaklar. Küresel bir devrim yaşanıyor. Yerel bölgesel ve kıtasal da olsa bir bütünlük ve birliktelik içeriyor. Yeryüzü aynı anlayış ve kültürle doğal isyanı yaşıyor. Tanrı yeryüzünü değiştiriyor.
Yunanistan da ırkçı altın şafak partisi dış güçlerin ve eski düzenin destekçiliğini yapmaktadır. Kıbrısta bayrak krizini ve Kardak krizini gündeme getirerek yürüyüş yapanlar hala dünkü psikolojilerinden kopmamışlar. Babaları 1910’larda Fransa ve İngiltere’nin kışkırtmasına uymuşlardı ve Anadolu’ya girmişlerdi. Aynı zihniyet bugün de düşmansı tavırları sergilemektedir.
İspanya’da monarşi zor günler geçiriyor. Franco rejiminden parlamenter demokrasiye geçişi sağlayan ve bir askeri darbeye direnen Kral Juan Carlos bu duruşuyla hem İspanyolların hem de dünya kamuoyunun saygısını kazanmıştı. Ama zamanla gerçeğin tam tersi olduğu gözlendi. Aslında seçilmişleri yöneten darbeci bir anlayışın kuruluşunu yapmıştı. Prenses Cristina ve eş hakkındaki iddialar tahtı bir hayli yıprattı. Zor bir ekonomik krizden geçen ve işsizliğin tavan yaptığı ülkede kralın en küçük kızının ve eşinin çeşitli yolsuzluk ve kara para aklama davalarında adlarının geçmesi halkın daha da öfkelenmesine yol açtı. İspanya’da monarşi karşıtı gruplar cumhuriyetin tekrar kurulmasını isterken bazıları da sosyal taleplerde bulundu“İspanya’nın monarşisi tamamen orta çağdan kalma bir kurumdur ve tamamen mafyanın koruması altındadır. Ülkedeki yolsuzlukların kilididir. İspanya’da demokrasiye ihtiyaç vardır. Değişim İspanya’da olduğu gibi Avrupa’ya yayılmaya başlayacaktır. Arap baharı’nı Afrika baharı ve onu da Avrupa baharı takip ediyor. Avrupa baharı Ukrayna, Bosna hersek ve İspanya ile başladı.
İsviçre göçmen sayısına kota getirecek yasa teklifini için sandık başına gidiyor. “İsviçre’deki işçilerin üçte biri Avrupa pazarı için çalışıyor. Yılda ortalama 70 bin göçmen alan ülkede, göçmenler ülke nüfusunun yüzde 23’ünü oluşturuyor. Gerileyen Avrupa ve ekonomik çöküntü yaşayan İsviçre içe çekilmek zorunda kalıyor.
Almanya’da hamburg’da çıkan olaylar, İspanyada hükümet karşıtlığı ve yaşanan ülkesel kaos dünyada küreselleşen değişime birer örnektir. Orta Afrika, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde çıkan olaylar dünyanın her yerinde gözlenmektedir. Devlet yönetimlerine sahip kötülerin egemenliği yıkılırken iyilerin egemenliği ve iyiliğin anlayışı yeryüzüne yerleşecektir. Bu değişim bir tanrı müdahalesidir. Ve tanrı yeryüzüne egemen kötülük üzerinden ayakta kalma felsefesini taşıyan iblis anlayışını yıkmaktadır. Tanrı uğruna insanlığın korunmasını isteyen baskılara maruz kalmış mazlum ve iyi insanlar evrensel değerlere sahiplenerek iyilik üzerinden yaşama anlayışı olan Tanrı anlayışının egemen olmasını istemektedirler.
Belçika, İngiltere, Fransa, Rusya ve ABD gibi ülkeler Türkiye ve Müslümanlara karşı ayrımcı ve kötü muamele etmektedirler.
Sömürgeciliğin babası olan Portekiz’de CHP’li Kılıçtaroğlu Türkiye’yi yerden yere vurdu. Ülkeyi batakta gösteriyor. Adalet yok diyordu. Türkiye’nin büyümesine ve özgürlüklerin artmasına inanmak istemeyenler ters bakış açılarını yaymak isteseler de bu onların körlüğünü açıkça göstermektedir.
Hollanda’da bir polisin Allahu ekber diyen birisi tarafından öldürülmesi büyük bir olay olarak abartılıyor. Hollanda da öldüren şahıs İslamcı, biz yıllarca öldük siz de ölün dediği söyleniyor. Milli güvenlik kurulunu toplayan İngiltere başbakanı David Kamarun ciddi tedbirler almak istediği imajını veriyor. Bu polisin öldürülmesi olayı gibi olaylar yaşanacaktır. Dünyayı iki kutuplu hale getiren ve mazlum islama saldıranlar aslında kendi sonunu hazırlamışlardır. Bu tür olaylar artacak ve küreselleşecek. Çok olaylar yaşanacak. İnananlar ve inanmayanlar mücadele edecek.
Geçmişte büyüyen Avrupa ülkeleri artık içe çekilmekte ve krizin etkisiyle çareyi kendilerini içe çekilerek korumakta bulmaktadırlar. Dün göçmen çağırırken, bugün ülkelerine gelen göçmenleri vuruyorlar. Demokratikleşmeyen ve gelecekte büyük zarar yaratacak bu durum kaçınılmaz bir kötü sonuça götürüyor. Sürekli daralmaları artarken vesayetin krallığı iyice bastırıyor. . Mesela İspanya, sınır polisinin göçmenlere plastik mermilerle ateş ederek boğulmalarına sebep olmaları. İspanya, Afrika’daki toprak parçası Ceuta’ya yüzerek geçmeye çalışan kaçak göçmenlere ateş edildiğini kabul etti. İtalya’ya yakın bölgede göçmen gemilerinin batırılması gibi. Avrupa’dan bazı göçmenlerin sürülmeye çalışılması gibi mesela Fransa Romenleri göndermişti. Benzer hadiseler resmi olmadan diğer Avrupa ülkelerinde de yavaş yavaş gözleniyor.
“Gelişmiş ülkeleri kriz kasıp kavururken, Afrika’da ise olumlu gelişmeler meydana geliyor. Bundan ivedi şekilde faydalanmak gerekir çünkü bunun gibi bir fırsat treni çabucak kaçırılabilir.”
Dünya borsaları yüzde 40 değer kaybedecek. Ama birden değil zaman alacak. Dünyada yaşanan olaylar ile ay ay bunları göreceğiz. Her ülke kendi içinde yaşam mücadelesi verecek.
Küresel kriz nedeniyle İngiltere ne olacak bizim halimiz demektedir. İngiltere Avrupa Birliğini suçlayarak gerekli adımları atmadılar istenenleri yerine getirmediler diye şikayetlendi. Belikli Avrupa’nın durumu direkt İngiltere’yi etkilemektedir.
Rusya resesyona girmek üzere. Fransa ve Almanya batan Avrupa’nın ve para birimi euronun istikrarını ayakta tutmaya çalışmaktadır.
İtalya’ya da ne güçlü vesayet varmış, başbakan dayanmıyor.
Güney sudan’da orta Afrika cumhuriyetinde ve Afrika’nın tüm ülkelerinde bağımsızlık mücadelesi yaşanıyor. Kötülerin egemenliği iyileri yıldırdı. Kötülerin yasaları insanlığa zara verdi. Mısır, Suriye, Irak, Afganistan ve tüm dünyada değişim mücadelesi Armegeddon savaşının başladığını doğrulamaktadır.
Bu arada Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen bir toplantıda, Orta Afrika Cumhuriyeti için 500 milyon dolarlık yardım kararı alındı. Fransa, ABD, AB orta Afrika Cumhuriyetine silah yar5dımı yapıyor ve asker gönderiyor.
Müslümanların envai yollarla katledildiğini söyleyen Ousman, Kur'an sayfalarının yakılarak içkilere katıldığını belirtti. Fransa destekli Bozize iktidarını kaybedince öfkelendi. Sürgün edildikten sonra tekrar ülkeye gelerek Hristiyanları ve Katolikleri Müslümanlara karşı kışkırttı. Onlara ‘sizin dininizi değiştirecekler' dedi. Ardından özgürlüklerinizi kısıtlayacaklar.’ Dedi Bunu yaparken de Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde destek çıktı. Hristiyanlar, Müslümanları yamyam ve cani olarak görmeye başlamakla birlikte yönetimi ele geçirmelerini ‘büyük tehlike' olarak yorumlamaya başladı.
Brezilya'nın simgelerinden dev Hz. İsa heykeline yıldırım düştü. Rio De Janeiro kentinde bulunan heykelin sağ eli hasar gördü. Yıldırımın düşüş anı, kameralar tarafından görüntülendi. Böylece Tanrının hristiyanlık adıyla yeryüzündeki mazlum halklara zulmeden kitleye bir mesajı verilmiş oldu. Hristiyanlık bir dinden öte menfaat birlikteliğine mistik bir gücün katıldığı bir karma birlikteliktir.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un İsrail Meclisi Knesset'te yaptığı konuşma deprem etkisi yaptı.Martin Schulz, hafta başında Ramallah'ta olduğu sırada genç bir Filistinli’nin kendisine “Bir İsrailli günde 70 litre su kullanırken, bir Filistinlinin neden sadece 17 litre su kullanabiliyor” diye sordu. Verileri kontrol etmedim. Size bu doğru mu diye soruyorum” dedi.Schulz, konuşmasında ayrıca, “Filistinlilerin kendi geleceklerini kendi tayin etme ve eşitlik hakkı vardır. Barış içinde yaşamak ve serbest dolaşım hakkına sahip olmak istiyorlar” diye konuştu.Bayit Hayehudi Partisi lideri Benet ve parti milletvekilleri ise Schulz’un bu sözlerinin ardından öfkeyle genel kurul salonunu terk etti. Almanca konuşan Schulz'u sert bir dille eleştiren Benet "hele hele de bir Alman'dan ahlak konusunda öğüt dinlemeyi ve azar işitmeyi kabul edemem" dedi.
Küresel kriz sonrası değişen dünyada Müslümanlara karşı bir savaş ve katliam başladı. Vesayetçiler öldürerek değişime direnmektedirler. Mesela Orta Afrika cumhuriyetinde Bangui Havaalanında tahliye edilmeyi bekleyen Orta Afrika ve Çad uyruklu Müslümanlar, yaşadıklarını "Hristiyan militanlar, Müslümanlara karşı korkunç katliamlar işliyor. Müslümanları öldürüyor, işkenceye maruz bırakıyor, linç ediyor ve cesetleri yakıyorlar" sözleriyle ifade etti. İnsan hakları örgütleri, uluslararası topluma Orta Afrika Cumhuriyeti`nde Müslümanlara yönelik etnik temizlik operasyonlarının önüne geçilmesi için acilen müdahale etmesi yönünde çağrıda bulunmuştu.
Bir dönüşüm başladı. Beklenen bir değişim. Yıkım ve ardından gelen bir yenilenme. Batıl ölürken hak doğmakta bir aydınlanma ve büyük bir yenilik yaşanmaktadır.
Savaş ile gelenler varlıklarını savaş ile sürdüreceklerdir. Bu nedenle gasp, sömürgecilik ve savaş üzerinden küresel egemenliklerini kuranlar Arap baharıyla başlayan küresel değişim sürecini yine savaşarak ve bastırarak sürdürmeye çalışmaktadırlar. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve İsrail gibi ülkeler 1.dünya savaşı sonrası küresel egemenliği sağlamışlardı ve bu ülkelerin sayesinde yeryüzünde kötü bir düzen kuruldu.
Evrensel değerlere sahip çıkan batılılar söylediklerini yapmıyorlar ve söylemediklerini yapıyorlar. İnsanlığı ve barışı koruyoruz derken savaş açıyorlar ve ahlaksız kültürleriyle insanlığa zarar veriyorlar.
Avrupa teröre özgürlük diyor. Erdoğan Avrupalı büyük elçilerle görüşüyor. Verilen bilgiler doğrultusunda bir rota çiziliyor ve Osmanlı uyanışının başladığı anlatılıyor.
Türkiye’de Antalya’da, İstanbul Taksim’de başörtülü kadınlara saldırılar olmuştu. Benzeri Norveç’te, Almanya’da, İsveç’te ve tüm dünya da görülmektedir. Fransa'nın doğusunda yer alan Metz'de, bebek arabasındaki çocuğuyla birlikte alışverişten dönen başörtülü genç anne de benzer saldırıya uğradı. Başörtüsünü çekerek açmaya çalışan saldırganların din düşmanlığı yaptıkları bir gerçektir.
Zaman hız çağı. Her şey çok çabuk değişiyor. Küresel algı küresel egemenlerin yönetiminden çıktı. Dünya tanrı kontrolünde serbest bir gündem yaşıyor. Küresel gündemi kirli planlarla yönetenler küresel algıyı ve bilinci yönlendiriyordu. Küresel vesayet kontrolü kaybetti. Gerçekler ortaya çıkarken halklar özgürlüklerini sağlayacaklar.
 
DÜNYADA TÜRKİYE

Türkiye’nin yükselişiyle dünya halkı gerçekleri fark etti. Türkiye’de yıllardır dünyayı nasıl bir anlayışın yönettiğini fark etti. Tarihten bugüne hukuksuzluğu yol edinmişlerin yönetimi açıkça anlaşıldı.
2000 krizinde Fischer, Türkiye'yi batırmak için geldi. Ecevit'e, Derviş'i tavsiye etti. Sonra da İsrail'in Merkez Başkanı oldu.. Krizde israil’in parmağı vardı. '2000 krizinde Kemal derviş Türkiye'yi batırmak için geldi' Borç alarak ülkeyi hem zor duruma düşürdü hem de alçalttı. Paralarını dolara yatıranlar bir gecede zengin oldular. Ülkeyi zarar uğrattılar ve bankaları borçlandırdılar. Amaç Türkiye büyümesin ve yükselmesin. Bu mazlum halk uyanmasın istediler. Güce ve zenginliğe yaklaşmasın istediler.
Türkiye’nin küresel bir güç olma yolunu yakalaması batılı güçlerin özelliklede küresel egemenliğe sahip Siyonizmin işine gelmemiştir. ABD, Rusya,İngiltere ve İsrail yükselen Türkiye’den ve küreselleşen sağ anlayıştan rahatsızlardır. Bunun için her türlü savaşı kullanmaktadırlar. Siyasi, ekonomik ve soğuk savaşı uyguladıkları gibi terör bağlantılarını da kullanmaktadırlar. Onlar ne Türkiye’de ne de kendi ülkelerinde güçlüler. Sayıca çok olan inananlardır. Ama yönetim ve güç hala onlardadır. Bu nedenle halkları baskılamakta ve ezmektedirler.
Küresel vesayet Türkiyede’ki süreci adım adım izliyor. Yıllarca saltanat sürenler Türkiyede ve dünyadaki değişimleri kabullenemiyor.
Küresel bozguncuların egemenliğindeki batılı güçler Türkiye ile terör kelimesini birlikte kullanmak istemektedirler. Türkiyeyi istikrarsız ve güvensiz bölge olarak göstermeye çalışmaktadırlar.
ABD'de Türkiye'yi terörist ülke ilan etmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Türkiye’de ve dünya’da 2014 Mart ayından itibaren büyük değişimler olacaktır.
Davutoğlu: Milletten aldığımız iradeyle biz 10 yıldır bu konularda tam yetkili olduk. Biz milletin bize verdiği iradeyi başkasına kullandırmayız. Bu hainlik olur.Bakan olduğumda verdiğim ilk talimat vizeleri kaldıracaksınız. Bugün 70 ülkeye vizesiz seyehat edebiliyorsunuz. Bu insanımıza olanın güvenidir. Komşularla sıfır politikasını anlatayım. Biz komşularla sıfır politikası derken halkına bomba atan bir rejimle tabii ki sorunlu olacağız. 17 ülkeyle büyük anlaşmalar imzaladık. 2002'de komşularla 12 milyar dolar. 2012'de 93 milyar dolar.Komşularla ticaret 9 kat arttı. Balkanlarla ile olan ticaretimiz 10 kat arttı.Türkiye artık bir enerji oyuncusudur. Bu yüzden üstümüze geliyorlar. Kuzey Irak'la yapılan enerji anlaşmaları ortada. Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi bakanlığın ortaklaşa hareket ediyor.Dış Politika'da Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz vize mutabakatı anlaşması imzaladık. Biz bu anlaşmayı 16 Aralık'ta imzaladık. 17 Aralık'ta bu olay patladı. Sen neden 14 ay bekliyorsun? AB ile anlaşmamızdan 1 gün sonra bunu yapıyorlar. Başbakan Brüksel'e gidecekken Davutoğlu Cenevre 2'ye gidecekken Tır olayı patlıyor. Dünya Beşer Esed'in yaptığı işkenceyi konuşurken istediler ki; Türkiye'nin Cenevre'de ve AB'de eli güçsüz kalsın. Devlet buna tabii ki de izin vermedi. Devlet gerekli yerde tedbirini alır. İstendi ki; Başbakan'ın Brüksel ziyareti kötü geçsin. Tüm görüşmelere katılan birisi olarak şunu söyleyebilirim; biz kendimizi asla sorgulatmadık. Yaptığımız reformlarımızı biz kendi halkımız için yaptık.
ABD, bölge ülkelerine teknoloji transfer etmeye başlayan Aselsan'ın büyümesinden rahatsız oldu. Şirket son fabrikasını Kazakistan'da açmaya hazırlanırken Washington, finans devi Merrill Lynch üzerinden ambargo uygulayarak ilk kez açıktan tavır aldı.Türkiye'nin uzun menzilli füze sisteminde Çin firmasını (CPMIEC) tercih etmesi ABD ve Avrupa ülkelerinde endişe doğururken ASELSAN'ın bölgesel ve uluslararası atılımlarının önünü kesmek için harekete geçen ABD yönetimi birbirinden ilginç senaryoları devreye soktu.
Ulusal terörleri görmeye başladık. İsrail istihbaratı ile Esad rejiminin ortaklaşa düzenlediği Reyhanlı saldırısı aslında Ankara’da akparti binasına planlanmış. Güvenlik gerekçesiyle Reyhanlıya düzenlenmiş.
Kuzey Irak petrolü için Türkiye'yi devre dışı bırakacak 5 yeni hat projesinin uygulamaya çalıştılar. Bir takım unsurlar göz önüne alındığında bazı ülkeler her ne kadar istemese de enerji ticaretinde Türkiye'ye elleri mahkum!
Türkiye ile Kuzey ırak petrol anlaşmasını Amerika engellemek istiyor. Irak başbakanı ile kürt yönetimi arasında gerginlikler yaşandı. Türkiye’ye petrol akmasını hiç istemiyorlar.
Dünyaca ünlü Amerikalı ekonomist Perkins, “Faiz lobisi Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız. Türkiye hedefte.'' dedi."Lobiler Başbakan Erdoğan'a karşı güçbirliği yaptı" dedi. "Dünyada bazı organize gruplar var ve bu grupların amacı Türkiye'yi karmaşa içine gömmek. Türkiye'nin güçlenmesini istemiyorlar. Türkiye, Orta Doğu ve birçok ülke için model. Bölgede faaliyet gösteren büyük şirketler, bu şirketlerin teokrasisi ve gücü kontrol eden gruplar stratejik konuma sahip olan Türkiye'nin güçlenmesini istemiyor. Bölünmüşlük istiyorlar" dedi. Perkins, "Faiz lobisi bunu gerçekten sevecektir. Türkiye'nin politik olarak zayıf olması ve uluslararası arenada yer alamaması, ekmeklerine yağ sürecek. Karmaşa yaratmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
Yargı darbesiyle AK Parti hükümetini devirmek için art arda operasyonlar yapan paralel yapının yüksek yargı üyesi hakim ve savcılara yönelik talimatlarını içeren ses kaydı ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan'dan 'Uzun' diye söz edilen kayıtta "MOSSAD, CIA ve diğerleri Uzun'u götürmek istiyor" deniliyor. Kayıtta, AK Parti'nin seçimlerden galip gelmesi halinde yargı darbeleriyle götürülmesinin hedeflendiği şöyle dile getiriliyor: "Ok yaydan çıktı bir kere. Bu safhadan sonra geri dönüş 'yok olmamız' anlamına gelir. Onun için tüm imkanlar kullanılarak taarruz tek yoldur. Önümüze kim çıkarsa ezip geçeceğiz. Seçimlerde yüzde 65 ile bile gelseler, dosyalarla götürmek zorundayız. 44 yılda ördüğümüz hırkayı 'buyrun siz giyin' diyecek değiliz." Kayıtta, istenilen sonucun alınması için "Komünist, faşist, Alevi ve CHP'li farketmez herkesle ittifak edin" talimatı veriliyor.
ABD, bölge ülkelerine teknoloji transfer etmeye başlayan Aselsan'ın büyümesinden rahatsız oldu. Şirket son fabrikasını Kazakistan'da açmaya hazırlanırken Washington, finans devi Merrill Lynch üzerinden ambargo uygulayarak ilk kez açıktan tavır aldı.Türkiye'nin uzun menzilli füze sisteminde Çin firmasını (CPMIEC) tercih etmesi ABD ve Avrupa ülkelerinde endişe doğururken ASELSAN'ın bölgesel ve uluslararası atılımlarının önünü kesmek için harekete geçen ABD yönetimi birbirinden ilginç senaryoları devreye soktu.
Üçlü balkan zirvesi Türkiye’de yapıldı. Balkanlarda kalıcı barış için Türkiye devredeydi.
Küresel egemenler, Türkiye’de yeni doğmuş anlayışa bir cephe oluşturdu. Evrensel değerlere sahip çıkan Türkiye, Küresel yeni anlayışın aktörü oldu ama bu da küresel vesayetçilerin mücadelesini ortaya çıkardı. 17 aralıkla başlayan ekonomik ve soğuk savaş küresel vesayetin bir savaşıdır "Eğer Türkiye düşerse on yaşında İmam Hatib'e giden Ayşeler de, Ahmetler de düşer. Hama'da, Kahire'de umutlar söner. Türkiye düşerse, Arakan'ın, Gazze'nin bir sabah ufukta Osmanlı Donanması'nın geleceğine dair büyüttüğü hayaller de söner. Türkiye düşerse Âlem-i İslam da düşer." Türkiye düşerse evrensel değerler ve insanlık hareketi de düşer. Adalet ve barışta düşer.
ABD'de Türkiye'yi terörist ülke ilan etmeye yönelik çalışmalar yapılıyor. Amerika ve Avrupa’da medya ile Türkiyeyi karalama kampanyaları hızla sürecek.
Davutoğlu Türkiye'nin çok güçlü bir devlet olduğunun altını çizerken milletin iradesine sahip çıktıklarını söyledi. Biz Türk Bayrağı'nın dalgalandığı hiçbir yerden çıkmayacağız" dedi.
Tanzimat'tan bu yana, son on yıl gibi gelişmenin sağlandığı bir on yıl daha yoktur. Yüz yıl sonra bile tarihçiler bu dönemi, "Türkiye'nin toparlanma ve restorasyon dönemi" olarak yazacaktır.
ABD dolaylı yoldan Türkiye'ye 'dur' dedi, Başbakan Erdoğan ise bu çağrıya kulak asmadan 1,5 trilyon dolarlık İran pastasında Türk şirketlerin elini güçlendirecek hamleyi yaptı.Batılı ülkelerin Erdoğan'ın bu ziyaretinden rahatsız olduğunu ve  Amerika Hazine Bakanı Cohen'in ''İran'la ticaret yapılacak ama şimdi zamanı değil'' demesine rağmen Türkiye'nin bu hamlesinin çok doğru oldu."Bu söylem Erdoğan'ın İran ziyaretinden önce söylendi. Bir nevi Başbakan Erdoğan'a 'dur' dendi. Ambargo süreci içerisinde Türkiye'nin ve Halkbank'ın ayrıcalıklı yeri olduğu için ciddi rahatsızlardı. O yüzden önümüzdeki süreçte İran'da kim aslan payını koparacak. Türk sermayesi mi? Batı sermayesi mi? Batı ile Türk sermayesi arasında çok ciddi çarpışma olacak. Yeni bir çekişme alanı doğacak." Erdoğan’ın ziyareti çok akıllıca oldu.
'Erdoğan kırmızı çizgileri geçti. Dünyanın egemenlerinin, reel politik kurallarını çiğnedi, dediklerini yapmadı. Artık onun için çok geç. Doğrunun ne olduğunu hiçbir önemi yok. Dünyanın kuralları değişmez. Kardan olmaksa, bir adamı kurban etmek evladır. Kurtarın kendinizi, bu tarafa geçin.'Ama gerçek şu ki, bu durum Erdoğan'ın şahsi akıbetinden ziyade, bizimle ilgili tarihi bir karar anı. Ama ne Anadolu halkı ne de yeryüzündeki mazlumlar yenik düşecektir. Küresel egemenlerin çıkarları için doğruları söylemekten çekinmeyeceğiz.
Erdoğan 2014 yılının ilk aylarında gerçekleştirdiği Japonya, İran, Bürüksel ve Almanya ziyaretleri tarihi antlaşmalara ve kritik hamlelere neden oldu. Zamanında mükemmel adımlar atıldı. Tanrı yarını bugünle dizayn ediyor.
Paralel yapı saf değiştirdi. Türkiye’nin gündemini yöneten, kasetler yapan, medya haberleri organize eden, yargıya yön veren davalar açan bu paralel yapının temeli cemaat gibi görünse de cemaatin birlikteliğini kullanan daha güçlü küresel güce hizmet eden bir yapıdır. Önce Erdoğan ve AKP’nin tarafında olan bu yapı 2014’de saf değiştirmiştir. Suriye, mısır ve diğer kıtalarda yaşananlardan sonra saf değiştiren paralel yapı hükümeti hedef alarak yolsuzluk ve çeşitli suçlamalarla hareket etmiştir.
DE​
ĞİŞİM VE AFETLER

Yönetenler ile muhalif halklar arasındaki çekişmeler iyice artacaktır. Baskıcı, sömürücü, yolsuz ve dinsiz yönetimler sürekli menfaatlerini düşündüler. Baskıcı yönetimler altında ezilen mazlum ve muhalif halklar artık yönetimlere başkaldırmaktadır. Halklar eşitlik ve özgürlük istemektedirler. Ekonomik refah, huzur ve esenlik istemektedirler. Son yüz yılda dünyada yaşananlar ve inançsız yönetimlerin halkları baskılarla yıldırması yeryüzünde isyanları kaçınılmaz kılmaktadır. 2008 krizi ile dünyada başlayan değişim açgözlülük eden yönetimlerin gerilemesine yol açtı. Mazlum halklar bu değişimde uyutulduğunu, baskılandığını fark etti ve gerçekleri görmeye başladılar. Dünyanın her yerinde her kıtada ve çok ülkede halkların özgürlük arayışı ve başkaldırısı başladı. Baskıcı yönetimlerden beslenenler ile muhalif halkların çatışması başlamış oldu. Arap barıyla başlayan süreç Afrika ve balkanlara da uzandı. Güney Amerika ve asyaya da uzandı. Dünyada yaşanan değişimler gerçek bir bilincin ve neden sonuç ilişkisinin doğal sonucudur.
Tanrı ve şeytan kavramından iyi ile kötünün mücadelesinden cennet ile cehennem kavramından hiçbir toplum ve kişi habersiz değildir.
Zulmün peşinde olan ve dünya için sömürenler saltanatlarını kaybetmemek için şiddeti seçerek direniyorlar. Bunlar önce tanrı tarafından korkutulacaklar. Sonra da azaba uğrayacaklar.
Arap baharıyla başlayan değişimde Acaba geriye tekrar döner miyiz beklentisinde olanlar geçmişe özlem duyuyorlar. Eski bozuk düzeni isteyenler değişimi durdurma çalışmaları içinde oldular. Tüm süreçleri tıkadılar. Mısır, Suriye ve Irak’ta da mazlum halkların özgürlüklerini tıkadılar. Eski egemenler nedeniyle milyonlarca insan öldü. Ve ölümlerin tüm sorumluları onlardır. Değişimi engellemeye çalışan zihniyet saltanat sevdasında ve mazlum halkların özgürlüklerini sırf çıkarlarından dolayı reddettiler.
Suriye mısır ve Tunus gibi ülkelerde insanların ölmesine neden olan dış güçler kaçınılmaz olarak kaybedecek. ABD’nin insanlık adına iş yapmadığı tam tersi bozguncu egemenler adına iş yaptığı anlaşılmıştır. Değişimi tıkayanlar ve onlara öncülük etmiş olan ABD, değerini yitirmektedir.
2014’ten sonra inançsızların egemenliğine Arap baharından daha güçlü bir tsunami etkisi yaratacak değişim yaklaşmaktadır. Küresel vesayet için çok güçlü büyük bir tehlike yaklaşıyor. Gerçekler ortaya çıkacak, insanlık doğrulara şahit olacak, etkili bir bilinç değişimi görülecek. Mazlumlar bastırılacaklar. Yine eski vesayetçiler çareyi katliamlarda arayacaklar. Ölümler olurken adım adım değişim gerçekleşecek. İnsanlık sıkıntılı bir üç yıl geçirecek.
Özgürlük ve eşitlik isteyen halklar küresel egemenlerin değişime verdiği direnci kıracaklar. Küresel egemenlerin bir ayağı kırılacak. Arap baharı ile başlayan değişim güç kazanacak. Küresel vesayetçiler geriye nasıl gideriz hesabı yaparlarken hiç karşılaşmayı tahmin etmedikleri daha güçlü bir özgürlük talebiyle karşılaşacaklar. Bozguncular beklenmedik şekilde büyük bir yenilgi alacaklar.
Arap baharının ikinci ayağı 2014 martıyla başlayacak.(dünyacıların) incil’deki‘kadının’ bir ayağı kırılacak. 2. aşamaya küresel güçlerin şiddetle direnmesi afetlerle insanların ölmesine neden olacak. Çünkü Tanrı mazlumların öldürülmesine öfkelenecek ve Tanrı da bozguncuların has halkına saldıracak. Kıyı kentlerinde insanlar ölürken salgınlar dehşet saçacak.
21 Aralık 2012’de değişim başladı ve yeni bir çağ aralandı. 2010 yılında Ortadoğu’da bir Arap baharı başladı ve sonra Afrika’ya yayıldı. Gittikçe yayılan bu savaşa kutsal metinlerle eşleştirildiğinde Armegeddon savaşı demek çok isabetli olmaktadır. 2012 yılında Armegeddon savaşı hız kazandı.2014-2019 yılları arasında çatışmalar çok yoğun yaşanacaktır. Aynı zamanda çatışmalar küreselleşecektir.
2019 yıllarında inanan mazlum halkların zaferinin ilk belirtileri görülecektir. Müslümanların kurtuluş belirtileri aşama aşama gerçekleşmiştir. Doğal afetler ve seller ilk işaretleri vermişti.
Yeryüzünde insanlık 2023 yılında ilk büyük sıçramayı yaşayacaktır. Evrensel değerlerin sahiplenildiği ve tanrının yasalarına bağlı kalındığı bir dönem olacak. 2045 yılından sonra ikinci büyük sıçrama yaşanacaktır. 2045 yıllarında ve sonrasında yeryüzündeki insanlar savaş araçlarını mühimmatları ve silahları yok etmeye başlayacaktır. Her ülkenin medyasında infilak ettirilen ve yakılan silahlar medyalara yansıyacaktır.
2017’ye kadar Türkiye dünyanın düzeltilmesi yolunda çabaları devam edecek. Bu arada Türkiye’ye karşı siyasi, ekonomik ve sosyal savaşlar yürütülecek. İstanbul borsası 2017 ye kadar sürekli düşecek ve bir dip görecek 35 bini görecek. Sonrasında ise hiç düşmemek üzere sürekli yükselecek. Dünyanın en buhranlı, en kargaşa ve kaostaki dönemi 2014-2017 arasında gözlenecek. 2018’de ümitler kesilecek. Kurtuluş 2019’da başlayacak. İnsanlık ve evrensel değerler yavaş yavaş yücelecek.
2017-2023 yılları arasında Tanrı dünyayı kılıçtan geçirecek. Kötüleri temizleyecek. Şiddetli afetler, tehlikeli salgınlar yaşanacak. Toplu ölümler gözlenecek. Müslümanlar öldürülürken Tanrı da inançsız zalimleri katledecek. Armegeddon savaşı açıkça yaşanacak. Bu savaş Şeytan ile Tanrı arasında gerçekleşecek. Ve bir fiil yeryüzü bunlara şahit olacak.
2019’a kadar inançlı mazlum halklar zarar görecek. Dünya düzeltilmeye çalışırken şiddetli olaylar olacak. Düzen değişecek. Adil bir düzene geçiş yaparken eski düzenin sahipleri savaş açacak. Suriye’de ki gibi halklar büyük sıkıntı çekecek. İnanan mazlum insanların bir kısmı öldürülecekler. 2013 sonrasında Tanrı’nın müdahaleleri şiddetlenecek.
Fırtınalar Batı Avrupa sahillerini vurmaya devam ediyor. İrlanda’da’nın batı kıyılarını vuran Ruth fırtınası doğuya doğru ilerlerken yıkımlar meydana getirdi. Bu nedenle haftalardır kötü hava koşulları ile boğuşan yerel idareler olası yeni nehir taşkınları ve seller için önlem almaya çalışıyor.Şiddetli rüzgarlar İngiltere gibi Fransa’yı da olumsuz etkiliyor. Batı sahillerinde dalga boylarının 10-11 metreye ulaştığı rapor ediliyor. Fırtınaların ardı arkası kesilmeyecek, saatte 200 kmye yaklaşan fırtınalar defalarca görülecektir.
Türkiye ve dünya yakın tarih gerçekleriyle yüzleşiyor. Gerçeklerle yüzleşilecek barış ve uzlaşmalar başlayacak, artık kardeş kavgalarının biteceği bir döneme girilecek. Öyle bir zaman gelecek ki savaşa yeltenen ülkeler tüm dünya ülkeleri tarafından kınanacak. Kimse savaşa yeltenmeyecek.
Dünyada yanlış kabuller artık bugün sorgulanıyor ve reddediliyor. Silah, savaş, tanrının halkı İsrail, bugünlere nasıl gelindi, küresel egemenlik kimlerin elinde, hangi anlayışla yönetiliyoruz. Gerçekten evrensel değerlere sahip çıkılıyor mu. Her soru gerçek anlamda cevaba varacak.
Allah’ın dünyayı değiştirmesine küresel ısınma ve iklim değişiklikleri dediler. Halbuki tanrı yeryüzüne müdahale ediyordu. Ve Armegeddon yaşanıyordu.
2014-2018 yılları arasında afetler tavan yapacak ama afetler birden bitmeyecek. Sürekli azalacak yüz yıl sonra neredeyse hiç olmayacak.
Müslüman ve Hıristiyan gruplar arasındaki çatışmalarda binden fazla kişinin öldüğü, bir milyondan fazla insanın da evinden olduğu Orta Afrika Cumhuriyeti'nden (OAC) korkunç görüntüler gelmeye devam ediyor. Fransa’nın sömürgesi olan OAC’de müslümanları linç ederek öldürüyorlar. Fransa inançlı mazlum halkları terörist ve milis olarak nitelemekte ve silah gücüyle değişimi bastırmaktadır. Bununla beraber Fransa kıyıları 12 metrelik dev dalgalar ile ve fırtınalar ile boğuşmaktadır. Allah da Fransa’ya kılıcıyla vurmaktadır.
Filipinlilerde mayov volkanı tekrar harekete geçti. Kış aylarında dahi Arabistan’da bu kadar yoğun yağmurlar görülmemiştir. Gazze’de sel oldu. Hayat olumsuz etkilendi.
Afetlerin hepsi isabetli yerlerde gerçekleşmektedir. Tanrı her şeyi en ince ayrıntıları ile bildiğinden bozgunculuğu destekleyen halkları vurmaktadır. Batıl ve haksız yoldan beslenenler tanrının öfkesinden nasibini alacaktır. Bozgunculara boyun eğip başkaldırmayanlar da bu afetlerden nasibini alacak.
Batı Avrupa’nın üç ülkesi İspanya, Portekiz ve Fransa’da etkili olan fırtına nedeniyle dev dalgalar oluştu, kıyı kesimlerinde hayat durma noktasına geldi.
İtalya’nın Venedik’i sular altında gark olacak. Hollanda’nın deniz seviyesinden aşağı yerleşim yerleri sular altında kalacak.
Aşırı yağmurlar sonrası toprak kaymaları her yerde görülecek. ABD’de kaliforniya’nın ardından Florida da heyelan gözlendi. Brezilya, Arjantin ve meksikada da gözlendi.
Dünyanın merkezinde çekirdeğinde kayma var. Bilim insanları buna anlam veremiyor. Bu durum küresel iklim değişikliklerini oluşturuyor. Doğal afetler yaşanıyor. Manyetik alanda kaymanın elbette bilimsel nedeni vardır ancak hangi amaçla olduğu daha önemlidir. Tanrı neden yeryüzüne bunları yaşatmaktadır. Yeryüzündeki bilinç nasıldır. Yaşam ve sistem nasıldır. İnsanlar ve mazlum halk yığınları mevcut sistemden büyük zarar mı görmektedir. Yeryüzü karanlık bir devir yaşıyor da insanlar bunun farkında değil midir. Şeytanın egemenliği ülkelere saldırarak savaşlara ve insan ölümlerine mi neden oldu. Dünü bugünü ve geleceği irdelemek zorundayız. Bugün yaşananlar gerçek bir temayı göstermektedir. Açıkça tanrının varlığını ve yeryüzüne müdahalesini görmekteyiz.
Ani hava değişimleri. Şiddetli yağmur, aralıksız yıldırım düşmeleri ve tehlikeli dolular yağmaya başladı. Sıcak havanın ani değişimi ile çok nemli koyu gri bulutlardan ceviz büyüklüğünde dolular yağacaktır. Eski ve yeni ahit kaynaklarında söylendiği gibi buz parçaları yağacak. Denildiği gibi gerçekleşmektedir.
Yeryüzü bir şeylerle yüzleşiyor. Ölümcül tsunamiler, yıkıcı afetler, ekonomik yıkımlar, bölgesel kaoslar. Dönüm noktasındayız. Gezegenimiz ve iklim sistemimiz değişim noktasında. Bir geçiş dönemi yaşanıyor.
Havada, karada suda değişimler yaşanacak. Krallıklarda(ülkelerde) karmaşa olacak. Afetler, kıtlık ve salgınlar yayılacak.
Gökyüzünden iri buz parçaları dolu olarak yağmaktadır. Bazı meteorlar yeryüzüne düşerek taş parçaları da yağmaktadır. Geçmişte haber verilen olaylar yaşanmaktadır. Uyuyan volkanlar harekete geçti. Ölen hayvanlar, toplu balık ölümleri, kuş ölümleri ve kırmızı kan renginde sular görüldü. Ani ısı düşüşleri yaşanıyor. Aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklar yaşanmaktadır.
Hem gökten aşırı yağışlar hem de yerden sular kaynayacak ve sular yükselecek.
Gökten taşlar ve meteorlar yağacak. Yüksek sesle birlikte alevli taş parçaları düşecek. 2012’de Rusya’da görüldüğü gibi yer yer bazı beldelerde bunlar gerçekleşecek.
Eski kavimlerin başlarına neler geldiğini duydunuz eski kavimlerin her modelini günümüz uluslarında rahatlıkla görürsünüz. Fitne fesat ve azgınlık hat safhada. Yeryüzü afetlerle dolu.
Çeşitli virüsler çıkacak ve insandan insana bulaşacak. Toplu ölümler gerçekleşecek.
Tabiat ana korkunç değildir. Asıl korkunç olan dünyaya sahip olmak için insanlara zarar verenlerin zalimliğidir. Afetler mazlumlar için var olan bir gereklilik, adalet ve korumadır. Doğal afetler tanrının kılıcıdır. Asıl kötü olan kötü yoldaki insan psikolojisidir. İnsanlara ve insanlığın geleceğine zarar veren onlardır.
Geçmişte tüm kavimlerin başlarına gelen azaplar günümüzde yaşanacaktır. Deprem ile, sel ile, yıldırım ile, meteorla alevli taşlanma ile, yüksek ses ile, yanardağlar ile, deniz ilerlemeleri ile ve daha sayamayacağımız tüm afetler bu çağda gözlenmektedir. Sodom ve Gomore gibi tüm kavimlerin başlarına gelenler bu günümüzdeki son devirde meydana gelmektedir.
2012’de ve sonrasında doğal afetlerin ve yaşanacakların bile filmi yapıldı.
Üniversiteler, sokaklar, cezaevleri, meydanlar karışacak. Değişim zamanında dünyayı ve yönetimi bırakmak istemeyen kötücül yönetimler kargaşaya ve şiddete başvuracak.Tüm bunlar olurken dünyanın düzelmesini isteyen insanlar bastırılacak Tanrı’da bunun üzerine yeryüzünü afetlerle donatacak.
Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah da o toplumu değiştirmez. Gazze halkı, yöneticilerinin siyasetini sorgulamalıdır. Gazze yöneticileri İsraile boyun eğip işbirliği yaparak bir şey kazanamazlar. Gazze sel altında kaldı. Zaten yıpratan ambargo var bir de bunun üzerine selden çok etkilendi. Sel hayatı felç etti.
Norveç‘te tarihi evlerin bulunduğu bir köyde yangın çıktı. Rüzgarın etkisiyle yayılan yangında en az 30 ev kül olurken, en az 90 kişi hastaneye kaldırıldı. Ülkenin güneyinde Laerdal köyündeki bir evde gece yarısı başlayan yangın büyük paniğe yol açtı. Bin 150 kişinin yaşadığı bölgede bulunanlar güvenli yerlere tahliye edildi. Bir köy komple yandı.
İtalya’nın kuzeyinde hafta sonunda etkili olan aşırı yağış sele yol açtı. Cenova kenti ve civarındaki birçok yerleşim yerinde toprak kaymaları meydana geldi. Modena bölgesinden geçen Sacchia Nehri taştı. Kentte onlarca ev ve işyeri sular altında kaldı. Sel nedeni ile yüzlerce kişi sivil savunma ekiplerince tahliye edildi. Fransa’nın güneydoğu kesimleri fırtına ve şiddetli yağmura teslim oldu. ‘Var’ bölgesinde sokaklar sular altında kaldı. İki kişi hayatını kaybetti. Amerika Birleşik Devletleri’nde görmeye alışık olduğumuz hortum manzaraları bu kez Fransa’da ortaya çıktı. Ülkenin doğusundaki Cote d’Or bölgesini vuran hortum Seine Nehri çevresinde bulunan yerleşim birimlerinde büyük çaplı maddi hasara yol açtı. En az 60 ev tahrip olurken, tarım alanları da hortumdan zarar gördü.
Boston saldırısının olduğu dönemlerde ABD’nin Florida eyaleti salyangoz istilasına maruz kaldı.2 yıldır engellenemeyen salyangozlar insanlara sıkıntı vermektedir.
İngiltere’nin güneybatı kesimleri başta olmak üzere birçok bölgesinde sel uyarısı yapıldı. Thames Nehri’nde sular son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Portekiz de sel, fırtına ve dev dalgalar ile boğuşuyor. Liman kenti Porto’da elverişsiz hava koşulları ile bağlantılı olarak yedi kişinin yaralandığı bildirildi. Meteoroloji uzmanları, önümüzdeki günlerde şiddetli rüzgar ve yağmurun etkisini artıracağı öngörüsünde bulunuyor.
Ard arda gelen depremlerle sarsılan Yunanistan’ın Kefalonya adasında durum içler acısı. 26 Ocak’ta meydana gelen yaklaşık 6 büyüklüğündeki ilk deprem, adada büyük maddi hasara yol açtı. Kayaların kayması nedeniyle yollar kapandı. Yüzlerce ev girilemez hale geldi.
Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki çatışmanın ülkeyi büyük bir felakete sürükleyeceğini belirtti.
Orta Afrika ülkesi Burundi'nin başkenti Bujumbura şiddetli yağışlara teslim oldu. Ülkede yağışın etkisiyle meydana gelen sel ve heyelanda 60 kişi hayatını kaybederken, 100'den fazla kişi de yaralandı. Ülke genelinde 100'lerce ev de yıkıldı.
Batı Avrupa’nın üç ülkesi İspanya, Portekiz ve Fransa’da etkili olan fırtına nedeniyle dev dalgalar oluştu, kıyı kesimlerinde hayat durma noktasına geldi.
Doğu Türkistan'da 7,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Endonezya'nın Java Adası'nda bulunan Kelud Yanardağı'nın faaliyete geçmesi hayatı zorlaştırdı. yetkililer özellikle son 2 gündür nefes almanın imkansız hale geldiğini belirtti. Bölgede en üst seviyede alarm verildiğini kaydeden yetkililer yerel halkın tahliye edildiğini ifade etti. Dünyanın bacaları çalışmaya başladı. Yeryüzünde müthiş bir hareketlilik var. Çok yanardağ harekete geçti.
2014, ‘kaydedilmiş en sıcak yıl' olabilir. Zira, Pasifik Okyanusu'ndaki ılık suların yüzeye yükselmesi ve Ekvator boyunca Amerika kıtasına yönelmesiyle oluşan hava hareketinin bu yıl gerçekleşmesi bekleniyor. El Nino (Yaramaz çocuk) ismi verilen bu hareket ile atmosfere ciddi miktarda sıcaklık yayılacak.

 
Bu durumun gerçekleşmesi durumunda iklimlerin altüst olacağı ve 2014'ün çok sıcak geçme ihtimalinin arttığı belirtiliyor
Suriye ve Afrika’da ölümler arttıkça İngiltere’de seller fırtınalar durmak bilmiyor.
2013 yılında düşen meteor ile Allah Rusya’ya bir uyarı verdi. 2014 yılından itibaren Rusya’nın yıkılışı başlayacaktır.
ABD’de 2014 yılı ile beyaz kabus yaşandı. Niagara şelalesi buzla kaplandı, Chicago dondu, ABD’de kutup soğukları yaşanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin güney ve doğu yakasında etkili olmaya başlayan kar fırtınası ile hayatını kaybedenler oldu. Hava, kara ve demir yolu ulaşımı büyük ölçüde aksadı. Kuzey Kutup bölgesinden gelen dondurucu soğukların eşlik ettiği tipi, enerji nakil hatlarında da tahribata yol açtı. Bölgede 300 bin haneye elektrik verilemiyor. Yetkililer, vatandaşlara gerekli olmadıkça evlerinden dışarı çıkmama uyarısı yapıyor.
Baltık Denizi buz tutunca, deniz üzerinde 26 kilometrelik kara yolu oluşturuldu.
Batı Avrupa’daki en büyük doğalgaz üretim alanı olan Hollanda’nın Groningen’de yapılan gaz üretiminin depremler de dahil olmak üzere bir takım risk ve zararları fark ediliyor. 1950’lerde keşfedilen Groningen’de 10 yıllardır doğalgaz üretimi yapılıyor. Bölgede ilki 1986 yılında olmak üzere şu ana kadar yüzlerce deprem meydana geldi. Ancak Sismologlar son yıllarda bölgede depremlerin iyice arttığını ve 3.6 şiddetinden de yukarı daha fazla deprem olmaya başladığını söyledi.
İngiltere 1766’dan bu yana en yağışlı ocak ayını geçirdi.Ülkenin güney batı sahillerinde biri bitmeden diğeri başlayan seller nedeniyle yine binlerce ev su altında kaldı. İngiltere hükümeti sellerden zarar gören çiftçilere yardım fonu hazırlanacağını duyurdu. Yeryüzüne zarar veren küresel güçler artık ileri gidemeyecekler. Hatta haksız kazandıkları şehirlerini onarmaya bile para bulamayacaklar. Daha zor günler görecekler. Orta Afrika cumhuriyetini ve afrikadaki sömürgelerine sahip çıkıp mazlumları öldürmeye devam ettikleri sürece bela onlardan eksik olmayacaktır. Haksızca kıtalara gidip insanları sömürerek kurdukları şehirleri Allah tahrip etmeye devam edecek.
İngiltere’de üç hafta etkisini sürdüren aşırı yağışlar nedeniyle başkent Londra’nın içinden geçen Thames Nehri taştı. Londra’nın dış kesimlerinde bulunan birçok banliyö sular altında. İngiltere parlamentosu alarmda, hayati tehlike büyük önem taşıyor, Alarm seviyesi en yükseğe çıkartıldı. İngiltere başbakanı programlarını iptal etti. Halka yardım sözü verdi. Kum torbaların parayla satılmasına tepki gösterdi.
Rabbinizin öyle biyolojik silahları var ki kimse başa çıkamaz. Basit gördüğünüz sivrisinekleri biyolojik silah olarak kullanarak inançsızları kırıp geçirebilir. tifüs, sıtma gibi çeşitli hastalıkları taşıyan sivri sinekleri çoğaltıp düşmanları basit bir hamle ile alt eder. Rabbiniz tek başına tüm orduları yok eder. Ve bu ona çok basittir. Şiddetli yağışların ve sellerle dolu dünyanın ardından bunları görmek kaçınılmaz olacaktır
ABD ve Kanada'yı etkisi altına alan Kutup girdabı 190 milyon insanı etkiledi. ABD'nin Montana eyaletinde sıcaklık Fahrenheit cinsinden eksi 62'ye kadar düştü. Eksi 50 dereceyi bulan soğuklar nedeniyle uyaran uzmanlar, öldürücü soğuğun 10 dakika içinde vücudu dondurarak ölüme neden olabileceğini belirtti.Koca şehirler dondu. Sokaklar, arabalar hatta şehirler bile buz tuttu.
Avrupa’nın Atlantik Okyanusu kıyıları fırtınalara ve kötü hava şartlarına teslim oldu. Hızı 150 kilometreyi aşan rüzgarlar ve şiddetli yağmurlar iki gündür büyük maddi zarara neden oldu. Fransa’nın Bretagne bölgesinde 12 bin ev elektriksiz kaldı. Manş Denizi’nin İngiltere tarafında da fırtına maddi hasara yol açtı. Kötü hava şartlarının perşembe akşamına kadar etkili olacağı açıklandı. “olayı yaşayan yerel bir sakin ‘çok korkunç. Kıyılar sular altında kaldı. Şehir merkezi yerle bir oldu. Tüm mağazalar kapandı.” Bu tür afetlerin aynı bölgelerde çok daha tehlikelilerini göreceğiz. Tanrı değişim yaratırken zulmederek değişime direnenlere karşı afetler görülecektir.
Çin’de bilim insanları halk arasında kuş gribi olarak bilinen virüsün yeni bir türünü keşfetti. H10N8 adı verilen virüsün kanatlı hayvanlardan insana bulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu yüzden de uzmanlar hastalığın hızla yayılabileceğini belirtiyor:
Bolivya haftalardır devam eden yağışların ardından kıyılar sular altında kaldı. Avrupa’nın kuzeyi ve İngiltere dev dalgalarla savaşacak. Kıyı kentleri cehenneme dönecek. Kıyı kentlerinde yaşam alt üst olacak.
İngiltere ve Fransa’da su baskınlarına karşı kırmızı alarm verilmeye başlandı. Onlar yeryüzündeki inanan mazlum halkların ölmesine destek verdikçe tanrı da onların ülkesine şiddetle saldırmaya devam edecektir.
Yeryüzü bir şeylerle yüzleşiyor. Ölümcül tsunamiler, yıkıcı afetler, ekonomik yıkımlar, bölgesel kaoslar. Dönüm noktasındayız. Gezegenimiz ve iklim sistemimiz değişim noktasında. Bir geçiş dönemi yaşanıyor.
Havada, karada suda değişimler yaşanacak. Krallıklarda(ülkelerde) karmaşa olacak. Afetler, kıtlık ve salgınlar yayılacak.
İnançsızların sistemi ne kadar güçlü ve birbirlerine bağımlı olursa olsun kırılgan ve dağılmaya yüz tutacaktır.
Yeryüzüne yön veren vesayetçiler yeryüzünün hazinelerine sahip idiler. Dinsel metinler ve bunları destekleyen kahin ve alimlerin yazıları gizlendi ve yok edildi. Kutsallık içeren çoğu bilgileri ve kaynakları yok ettiler.
Küresel iklim bilimciler önümüzdeki yıllarda dünyayı bekleyen felaketleri bildirdiler. Ancak bunları açık ve net olarak bildirmediler. Korku ve göçler ve birtakım olaylardan çekindiler. Bazı bilim adamları insanların bu gerçeklerden haberdar olması gerekli dedi. Ancak bazı bilgiler saklanmaktadır. İnsanlar ve bazı bölgeler afetlerle karşılaşacaktır.
ABD maya yazıtlarından ve tarihi kayıtlardan pek çok gizli bilgiyi bildikleri halde gizlemişlerdir. Dünya ile paylaşmadılar. Maya yazıtlarında dünyanın nasıl bir bilinçte olacağını ve değişimin geleceğini ve belirtilen bölgelerin (yani batının) afetlerle zarar göreceğini söylemiştir. Son yıllarda dünyada yaşanan felaketler ve doğal afetler Tanrının gelişini göstermektedir. Kıyı kentlerinin sular altında kalacağı, şiddetli yağışların seller oluşturacağı, depremlerin artacağı, yanardağların faaliyete geçeceği ve salgın hastalıkların insan öldüreceği bilinmektedir ve sürekli gizlenmektedir.
İtalya’nın kuzeyinde haftasonunda etkili olan aşırı yağış sele yol açtı. Cenova kenti ve civarındaki birçok yerleşim yerinde toprak kaymaları meydana geldi. Modena bölgesinden geçen Sacchia Nehri taştı. Kentte onlarca ev ve işyeri sular altında kaldı. Sel nedeni ile yüzlerce kişi sivil savunma ekiplerince tahliye edildi. İtalya’nın Sicilya adasında Etna yanardağı lav püskürtmeye başladı.Fransa’nın güneydoğu kesimleri fırtına ve şiddetli yağmura teslim oldu. ‘Var’ bölgesinde sokaklar sular altında kaldı. Hayatını kaybedenler oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde görmeye alışık olduğumuz hortum manzaraları bu kez Fransa’da ortaya çıktı. Ülkenin doğusundaki Cote d’Or bölgesini vuran hortum Seine Nehri çevresinde bulunan yerleşim birimlerinde büyük çaplı maddi hasara yol açtı. En az 60 ev tahrip olurken, tarım alanları da hortumdan zarar gördü.
Norveç‘te tarihi evlerin bulunduğu bir köyde yangın çıktı. Rüzgarın etkisiyle yayılan yangında en az 50 ev kül olurken, en az 90 kişi hastaneye kaldırıldı. Ülkenin güneyinde Laerdal köyündeki bir evde gece yarısı başlayan yangın büyük paniğe yol açtı. Bin 150 kişinin yaşadığı bölgede bulunanlar güvenli yerlere tahliye edildi.
Arjantin'de Buenos Aires eyaleti sınırları içerisinde yer alan Berazategui bölgesinde meydana gelen kasırga hayatı felç etti. Berazategui bölgesinde dün sabah saatlerinde oluşan ve yaklaşık 10 dakika süren kasırga sırasında, onlarca araç devrilirken, çok sayıda ağaç da kökünden koparak savruldu.
Arjantin’de Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplumları Federasyonu, sağanak yağışta, çoğu çocuk 69 kişinin, su baskını ve toprak kayması nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı. Yağış nedeniyle evlerin zarar gördüğü, 180’den fazla kişinin yaralandığı belirtildi. Ölü ve yaralı sayısının artmasından endişe edildiği, şu ana kadar 20 bin civarında kişinin yerlerinden olduğu, 2200 ailenin evsiz kaldığı kaydedildi. Sağanak yağışın ayrıca iki köprünün yıkılmasına, yolların, elektrik hatlarının ve ekinlerin zarar görmesine yol açtığı ifade edildi.
İran’ın kuzeybatısında bulunan Urmiye Gölü tehlike altında. Dünyanın en büyük tuz göllerinden biri olan Urmiye, son 10 yılda %80 oranında küçüldü. Kuraklık sonucu buharlaşan göl şimdi yalnızca bin kilometre kare çapında.
İngiltere ve Fransa’da su baskınlarına karşı sürekli kırmızı alarm veriliyor.
Japonya'da okyanus dibindeki bir yanardağın 2013 Kasım ayında patlamasının ardından ortaya çıkan ve bilim adamlarının, okyanusa gömüleceğini tahmin ettikleri ada 30 kat büyüdü.
Siyah böcekler Rize kıyılarını işgal etti. Uzaktan siyah dumanı andıran ve uçan siyah böceklerin nereden ve neden geldikleri anlaşılamadı.
Balıkesir Manyas Gölü'nde telef olan binlerce yavru balık kıyıya vurdu.
Simav'da korkutan manzara yaşandı. Deprem kuşağında yer alan Kütahya'nın Simav ilçesinde, son zamanlarda kendiliğinden ortaya çıkan sıcak su gayzerleri çevredeki vatandaşları tedirgin ediyor. 2011 yılında 5,9 büyüklüğünde bir depremin yaşandığını ve sonra bu depremlerin sürekli olarak yaşanmaya başlandığını dile getirdi.
 
Emeğine yüreğine sağlık.. Güzel paylaşımın ve emeğin için teşekkürler
 
emeginize saglik güzel paylasim için tesekkürler
 
Geri
Üst Alt